Rahim Ağzı Kanseri Taramasının Önemi ve PAP-SMEAR

Servikal (rahim ağzı) smear testi (Pap-Smear) nedir?

Servikal (rahim ağzı) smear testi (Pap-Smear), rahim ağzında gelişen prekanseröz yani kanser öncesi lezyonların ve/veya kanserin saptanması için tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bir tarama testidir. Rahim ağzından özel spatula veya fırça yardımı ile sürüntü alınması ve alınan sürüntüdeki hücrelerin mikroskop altında incelenmesini içerir. Hücrelerin yapısına göre Pap-Smear testi genel olarak normal yani negatif veya anormal ya da pozitif olarak adlandırılır. Anormal smear bulguları mevcutsa hastanın konusunda deneyimli bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Smear testi nasıl ve ne zaman yapılır? Test yapılmadan önce nelere dikkat edilmelidir?

Smear testi jinekolojik muayenenin bir parçasıdır ve rutin jinekolojik muayene sırasında ağrısız ve basit bir şekilde yapılabilmektedir. İşlem öncesi hastanın 48 saatlik süreçte cinsel birliktelik yaşamaması gerekmektedir. Bunun yanı sıra işlem öncesi vajinal duş alınmaması ve genital bölge ile alakalı herhangi bir ilaç/kimyasal kullanılmaması sonuçların etkilenmemesi açısından önemlidir. Vajinal kanaması olan bir hastada smear alınması uygun olmayacaktır. Adet kanaması bittikten sonraki dönem, smear testi için en uygun zamandır. Semptomdan yani hastanın herhangi bir şikayeti olup olmamasından bağımsız ilk cinsel ilişkiden üç yıl sonra servikal smear değerlendirmesine başlanması uygun bir yaklaşımdır. Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre; 30-65 yaş grubundaki her kadın beş yılda bir Human Papilloma Virüs (HPV) ve Pap Smear testi ile taranmaktadır. Ancak bu algoritmanın tarama için oluşturulduğu unutulmamalı ve semptomu ve/veya patolojik bulgusu olan bir hastanın belirtilen süreleri beklemeden mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmasının önemi bilinmelidir.  

Hamile kadınlar smear testi verebilir mi? Testin herhangi bir yan etkisi var mıdır?

Hamile kadınların gebelik süreci boyunca smear testi yaptırmalarında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır ve usulünce yapılan smear testi hiçbir şekilde düşüğe neden olmamaktadır. Bunun yanında hastada gebelik öncesi bir yıllık döneme ait normal servikal smear tarama sonuçları mevcutsa, tarama amaçlı gebelik boyunca smear testi yapılmasına gerek yoktur. Gebeliğin sonlanmasından minimum 12 hafta geçtikten sonra tarama programlarına başlanması doğru bir yaklaşımdır. Ancak anormal servikal smear sonuçları nedeni ile takip ve tedavisi devam eden hastalar gebelik sürecinde de konusunda deneyimli kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından izlenmelidir. Smear testi yan etkisi olmayan bir işlemdir ve rahim ağzı kanseri gibi ciddi bir sağlık probleminin önlenmesi açısından oldukça önemli bir tetkiktir.

Smear testi nasıl değerlendirilir? Normal ve anormal smear ne demektir?

Rahim ağzından Pap-Smear testi alındıktan sonra örnekler lam denilen bir cama sürülerek yayılır ve lam üzerindeki hücreler konusunda tecrübeli bir patolog tarafından mikroskobik olarak değerlendirilir. Yapılan değerlendirmede prekanseröz ve/veya kanseröz bir hücre tipine rastlanmadıysa sonuç negatif olarak raporlanır. Sonuçların çok büyük bir kısmı normal yani negatif, prekanseröz/kanseröz hücre içermeyen, olarak raporlanacaktır. Smear testinde anormal özelliklere sahip hücreler görülmüşse sonuç pozitif olarak raporlanır. Sonucun pozitif gelmiş olması kişinin kanser olduğu anlamına gelmemektedir. Büyük bir kısmı HPV adı verilen virüse bağlı gelişen anormal smear sonuçları ve görülme yüzdelerine değinilecek olursa;

- ASCUS (Önemi belirlenemeyen atipik skuamöz hücreler); smear testlerinin yüzde 2-5’inde görülür, bu sonuç saptanan hastaların yaklaşık yüzde 50’sinde yüksek dereceli HPV pozitifliği mevcuttur.  

- LGSIL (Düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon); smear testlerinin yaklaşık yüzde 2’sinde görülür, bu sonuç saptanan hastaların yaklaşık yüzde 75’inde yüksek dereceli HPV pozitifliği mevcuttur.

- HGSIL (Yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon); smear testlerinin yaklaşık yüzde 0.5’inde görülür, bu sonuç saptanan hastaların yaklaşık yüzde 90’ınından fazlasında yüksek dereceli HPV pozitifliği mevcuttur.

- ASC-H (HGSIL düşündüren atipik skuamöz hücreler); smear testlerinin yaklaşık yüzde 2-3’ünde görülür, bu sonuç saptanan hastaların yaklaşık yüzde 70-85’inde yüksek dereceli HPV pozitifliği mevcuttur.

- AGC (Atipik glandüler hücreler [AGC-NOS veya AGC-Favor Neoplasia]); smear testlerinin yaklaşık yüzde 0.2-0.5’inde görülür, bu sonuç saptanan hastaların yaklaşık yüzde 40’ında yüksek dereceli HPV pozitifliği mevcuttur.

- Servikal kanser; smear testlerinin yaklaşık yüzde 0.5’inde görülür.

Servikal smear sonucunun anormal (pozitif) çıkması ne anlama gelmektedir?

Servikal smear testi sonucunun anormal yani pozitif olması kişinin direkt kanser olduğu anlamına gelmemektedir. Birçok hasta bu şekilde bir yanlış algı neticesinde endişeye kapılmakta ve depresif duygu durumu içine girmektedir. Anormal sonuçların büyük bir kısmı HPV virüs enfeksiyonuna bağlı gelişen değişikliklerdir. Rahim ağzı kanseri ve HPV ilişkisi net bir şekilde bilinmekle birlikte birçok HPV enfeksiyonu hiçbir sorun oluşturmadan iki yıl içerisinde kendiliğinden gerilemektedir.

Smear sonucu pozitif yani ASCUS, ASC-H, LGSIL, HGSIL veya AGC şeklinde raporlandığında bu sonuçların kanser olmadığının, ancak daha ileri değerlendirme ve tetkik gerektirdiğinin bilinmesi önemlidir. Testin pozitif olduğu durumlarda, bu konuda deneyimli bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması ve sonrasında sonuca göre HPV testi ve/veya kolposkopi, gerekiyorsa rahim ağzından biyopsi alınması gibi işlemlerin yapılması uygun olacaktır. 

Kolposkopik inceleme nedir? Kimlere yapılmalıdır?

Kolposkopik inceleme rahim ağzı (serviks), vajen ve/veya vulva diye adlandırılan genital bölgelerin daha detaylı şekilde değerlendirilmesini sağlayan bir inceleme yöntemidir. Belirtilen bölgelerin çıplak gözle incelenmesi yerine dokuların büyütülmesine olanak sağlayan özel bir mikroskop (kolposkop) yardımıyla incelenmesini içermektedir. Tetkik esnasında anormal bölgelerin daha net bir şekilde görülmesine olanak sağlayan asetik asit, lugol solüsyonu gibi bazı kimyasallar kullanılabilmektedir. İşlem smear alınmasından biraz daha uzun sürerse de ağrı veren bir muayene yöntemi değildir. Kolposkopik inceleme neticesinde şüpheli alanlar tespit edilirse, o bölgelerden biyopsi alınır ve alınan biyopsilerin patolojik değerlendirmesi neticesinde tedavi ve takip algoritması belirlenir. Biyopsi alınması gerekiyor ise bu esnada hafif bir ağrı hissedilebileceği için sedo-analjezi denilen hafif bir uyuşturma işlemi yapılabilir.

Kolposkopik inceleme servikal smear testinde bir anormallik varsa yani sonuç pozitifse ve/veya HPV testinde yüksek riskli bir sonuç söz konusu ise planlanacaktır. Bu konuda deneyimli bir hekime başvurulduğunda hastaya detaylı bir şekilde bilgilendirme yapılacak ve takip/tedavi planı anlatılacaktır.  

Kolposkopik inceleme öncesi nelere dikkat edilmelidir?

Kolposkopi yapılacak günden önceki son 24 saatte; vajinal duş alınmaması, vajinal ilaç/kimyasallar ve tampon kullanılmaması ve cinsel ilişkiye girilmemesi işlem sonuçlarının etkilenmemesi açısından önem arz etmektedir. Yine işlem öncesinde idrar kesesinin (mesane) ve kalın bağırsak son kısmının (rektum) boş olması işlemin yapılmasını ve hastayı rahatlatacaktır.

Kolposkopik incelemenin bir yan etkisi var mıdır?

Kolposkopik incelemenin belirgin bir yan etkisi bulunmamaktadır. İşlem sonrası çok kısa bir dönem yaklaşık 1-2 gün lekelenme tarzı vajinal kanama ve hafif kahverengi akıntı gözlemlenebilir. İşlem esnasında gerekli görülürse alınacak biyopsi rahim ağzının çok küçük bir parçasını teşkil edecektir. Bu durum, sonrasında planlanacak gebelikler açısından olumsuz bir etki yaratmayacaktır. Ancak eğer gebelik durumu söz konusu ise, işlem öncesinde doktor mutlaka bilgilendirilmelidir. Hamileyken bu işlemin gerekliliği ve yapılması ile ilgili değerlendirme ve bilgilendirme konusunda deneyimli kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından yapılmalıdır.  

Aklınıza Takılanlar